Bundan 2 yıl önce ülkemizin birlik ve beraberliğine, istiklal ve istikbaline yönelik girişilen dış destekli hain darbe girişimine milletçe karşı durduk. 15 Temmuz’da vatanımıza kasteden, milletimize ihanet eden, dinimizi istismar eden terör örgütüne karşı iman ve vatan aşkıyla tüm ülke sokaklara döküldük ve tarihte eşi benzeri nadir olan bir cesaretle silahların, tankların üzerine yürüdük. Sadece aziz milletimize ve devletimize karşı değil ümidini Türkiye´ye bağlamış, gönlü ve gözü Türkiye ile beraber olan dünyadaki tüm kardeşlerimize ve dostlarımıza karşı girişilen hain kalkışmaya bu ruhla dur dedik.

Kurtuluş savaşında, Çanakkale savaşında düşmanın silah gücüne, maddi üstünlüğüne rağmen verilen müthiş mücadele gibi 15 Temmuz’da da ağır silahlara, tanklara, bombalara, uçaklara rağmen “vatanım ve milletim için ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum” diyerek FETÖ’cü darbecilere karşı destansı bir mücadele verdik.

O gece “iman varsa imkân da vardır” düsturuyla hareket eden milletimiz darbe yapan hainlerin tanklarının üstüne  gözünü kırpmadan atlıyor, önüne yatıyor; tişörtünü, gömleğini,  atletini tankın egzozuna sıkıştırarak tankı durdurmaya çalışıyor; bomba yağdıran helikopter ve uçaklara kafa tutuyor; arkadaşları ikna etmezse gökdelenin üzerinden alçak uçuş yapan savaş uçağının üzerine atlamak istiyor ve darbeyi önlüyordu.  O gece bu milletin iman, fikir ve karakterinin ne kadar sağlam ve yüce olduğunu bir kez daha görmüş oluyorduk.

Biz, o gece bu mücadeleyi veren kahraman şehit ve gazilerimizin gösterdiği fedakârlık sayesinde; vatan uğruna, bayrak uğruna gözünü kırpmadan sokağa dökülenlerin sayesinde huzur ve güven içerisinde yaşayabiliyoruz.  Bu yüzden onlara minnettarız ve hep minnettar kalacağız.

Aynı karanlık geceyi yaşamamak için teyakkuz halinde olmalıyız. Aklımızı, irademizi, vicdanımızı bir başkasına teslim etmemeliyiz. Kutsallarımızı suistimal ederek kendine güç devşirenlere, milletimizi maddi ve manevi olarak sömürenlere ve kendi evlatlarımızı bize karşı kullananlara karşı uyanık olmalıyız. Dinimizi doğru kaynaklardan öğrenmeli, bizi Allah’a kulluk yerine kendine kul olmaya çağıranlara itibar etmemeli ve Müslümanların büyük çoğunluğunun üzerinde yürüdüğü mutedil yolda yürümeliyiz.

Tarihten gelen sorumluluğumuzla sadece gönül coğrafyamızın değil, mağdur ve mazlum tüm milletlerin bize umut bağladığının farkında olarak çalışmalı ve güçlü bir Türkiye için birlik beraberlik içinde hareket etmeliyiz.

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Gazilerimize de şükranlarımı sunuyor, halen tedavi görenlere Allah’tan şifa diliyorum.