Tarihimizde bazı zamanlar ve bazı olaylar vardır ki; hayatî bir öneme haizdirler. Aynı zamanda bu olaylar, tarihimizin de dönüm noktalarını teşkil ederler. İşte İstanbul'un Fethi de bu olaylardan birisi, belki de en önemlisidir. Bu yıl İstanbul'un Fethi'nin 567.Yıl dönümünü milletçe yine sevinç ve gururla kutluyoruz.

 İstanbul'un Fethi'ni, tarihimizin bu altın sayfasını bir defa daha yâd etmekle, bu mutlu anı tekrar yaşamak imkânı ile Sevgili Peygamberimizin müjdesine nail olan ecdadımızın ruhlarını da bir kez daha şâdan edeceğimizi umuyorum.

İstanbul'un kuşatılması ve alınması tarihimizin sadece bir cenk destanı değil, bir beldeyi silahla ele geçirmekten öte, büyük bir medeniyet inşasının mihenk taşıdır. Zira Peygamberimiz bir hadisinde: "Kostantiniyye mutlaka fetholunacaktır. O'nu fetheden kumandan ne güzel kumandandır. O'nu fetheden asker ne güzel askerdir." buyurmak suretiyle İstanbul'un Fethi'ne özel bir mana katmıştır. Bu sebeple bu uğurda can vermeyi her Müslüman cana minnet bilmekteydi. İstanbul'un fethi, sadece Türk-İslam dünyasında değil, tüm dünyada sonuçları itibariyle büyük yankılar uyandırmıştır. Tarih boyunca Türk milletine nasip olmuş belki de en büyük şeref ve şanı teşkil etmiştir.

Fatih Sultan Mehmet Han'ın şahsiyeti, yetişme ve yetiştirilme aşamaları, günümüz gençlerine ve onları yetiştirmekle sorumlu biz ebeveyn ve eğitimcilere titizlikle incelenilmesi gereken emsaller miras bırakmıştır.

''Ufku açık bir gencin rüyası, çağ kapatıp çağ açmıştır.''

 Hem serdar, hem hükümdar, hem sanatkâr, hem fikir adamı olan, yirmi bir yaşında çağ kapatıp açan Fatih Sultan Mehmet Han, çok iyi öğrenim görmüş, gerek din bilimlerinde, sosyal bilimlerde, gerekse fen bilimlerinde oldukça iyi bir düzeye gelmiştir. Edebiyata, din felsefesine, coğrafya, tarih ve askeri konulara büyük ilgi göstermiştir. Matematik ve geometri ile çok yakından ilgilenmiş, Türkçenin yanında Farsça, Arapça, Yunanca, Sırpça, İtalyanca ve Slavca da öğrendiği bilinmektedir. İstanbul'un Fethi: Fatih'in şahsında; ilmin-cehalete, âlimin-cahile ve birliğin-tefrikaya karşı kesin zaferi olmuştur.

  Bizlerin gayesi ise; neslimize Lala Şahabettin, Nişancı İbrahim, Kasapzade Mahmut, Molla Gürani azmi ve dirayetiyle, Akşemseddin maneviyatı ile yaklaşarak günümüz dünyasının iyi yetişmiş Fatihlerini milletimize kazandırmak,"Fatih Ruhu"nu genç nesle taşımak ve uğrunda yaşamaya değer kıymetlerin neler olduğunu onlara gösterebilmek olmalıdır. Gerçek ve kalıcı fethin, gönülleri fethetmek olduğu bilinciyle hareket ederek, gelecek nesillerimizi kendi öz değerlerimizle donatıp, bu ruh ve anlayışa sahip olmalarını sağlayabilmektir.

Gençlerimiz ise Fetih ruhunu; artık daha çok bilgi ve inançla çalışıp üreterek, ülkemize ve insanlığa yararlı olmak şeklinde algılamalıdır. 

  

              Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden...

              Senin de destanını okuyalım ezberden...

              Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...

              Elde sensin dilde sen... Gönüldesin baştasın;

              Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın...

 

Bu duygu ve düşüncelerle; Fethin, Yüce Fatih'ini, O'nun idealini şerefle taşıyan kahraman ecdadımızı, bu toprakları vatan kılan tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle anıyor, Fetih yıl dönümünün milli birlik, beraberlik ve kardeşliğimizin pekişmesine vesile olmasını Yüce Allah'tan niyaz ediyorum.

 

                                                                                                                                                                                Dr. Harun TÜYSÜZ

                                                                                                                                                                       Kartal İlçe Milli Eğitim Müdürü